Üçyüz yıldır halkımızın gönlünde yaşattığı eskimeyen dili ve san'atıyla bir ulu ozan, Karacaoğlan'ın hatırasına her yıl şenlikler yapılır Mut'ta.
Ilk kez 1962 yılında yapılan şenlikleri Müfit Seymen, Orhan Kurtulan, Sıtkı Soylu, Aslan Yalçın, Mustafa Korkmaz Dinçer ve Yahya Inanıcı gibi saygı değer simaların derin heyecanları ile 1975 yılınna kadar getirdiklerini biliyoruz.
Mut'lu heykeltraş Hüseyin Gezer'inde Çınaraltında bulunan Karac'oğlan heykeli, Neşri Atlay ve Sıtkı Soylu'nun Karac'oğlan üzerine yaptıkları araştırmaların kitap olarak yayımlanması, "Mutlu olmak" dergisinin yayımı, 1975 yılında Ankara ve Istanbul'da düzenlenen Uluslararası Krac'oğlan semineri ve açılan sergiler "Krac'oğlan olayının" her Mut'lunun yüreğine nakşettirmiştir.
1975'den sonra 12 Eylül öncesinin siyasal olaylarının neden olduğu bir kopukluk devresi başlamış ve bu süre 1933'e kadar uzanmıştır.
1975 yılında konu yeniden gündeme getirilmiştir; kaymakam vekili Mesut Şenol, daha sonra yerine gelen Mestan Deniz, Sıtkı Soylu, Müfit Seymen, Rıza Sarıbaz, Orhan Kurtulan ve Hilmi Dulkadir ile 8 yıl aradan sonra 10-12 Haziran 1983 de 13. Mut Karac’oğlan Kültür ve San’at şenlikleri yapmıştı.
Ertesi yıl ilçeye atanan Kaymakam Erdal Ata Şenlikleri sürdürülmesini isteyince 25-27 Mayıs 1984, 28-30 Haziran 1985 ve 10-12 Haziran 1986 yıllarında Karac’oğlan Sempozyum ve Şenlikleri büyük bir heyecanla ve başarıyla gerçekleşmiştir.
Bu üç yılda tertip komitesinde Müfit seymen, Rıza Sarıbaz, Hilmi Dulkadir, Orhan Kurtalan ve Sıtkı Soylu (1984’de ayrıca Nafiz Gezer, Mehmet Çetin, 1985 deMehmet Aksoy) yer almıştır.
1987’den 1989’a kadar yine ara verilmiş, bu tarihte “Karac’oğlan ve Kaysı Bayramı (Bld. Başkanı Selehattin Aslan’ın himayesinde yapılmıştır; ve 1995’e gelindiğinde Kaymakam Süleyman Deniz ile Bld. Bşk. Selahattin Arslan konuyu bilimsel yönüyle yeniden ele almış ve 4 Kasım 1995 günü 20. Karac’oğlan sempozyumu’nu gerçekleştirmişlerdir.
Yapılan bu son sempozyumda dikkati çeken bir husus şudur: Mersin Üniversitesi devreye girmemiştir. Organizasyonda ve tebliğlerin sunulup tartışılmasında veya alınan bazı kararlarda fikir sunmamıştır. Oysa Üniversitelerin aktif bir şekilde devreye girmesi, mesela, bünyesinde bir “raştırma merkezi”kurmasını bekleriz.
Kaymakam ve belediye başkanının yakın işbirliği ve Karac’oğlan Konusunda ileriye dönük yeni projesi kıvanç vericidir. Kısa sürede hayata geçirilmesini umuyoruz.
Ve Karac’oğlan için düzenlenen sempozyumun bildirilerini yayınlamak, bunun için dergimizin Mart sayısını özel olarak ayırmak bizim için bir grurdur.
Mart 1996, Hilmi Dulkadir